Bu yılki Monaco Yacht Show’da, Mishi Yachts standını ziyaret edenler, 27 metrelik Mishi 88’in ışıltılı gövdesine hayranlıkla bakarken, bu zarif yatın arkasındaki zorlu yolculuktan habersizdi. Yepyeni bir görünümdeki yat, İstanbul’dan Monako’ya uzanan 1.500 deniz mili yolculuğunu, Eylül ayında Akdeniz’in fırtınalı sularını geçerek tamamlamıştı.
Dört kişilik mürettebat, Mishi 88’in deniz seyri yeteneklerini sergilemek için yedi gün boyunca bu mesafeyi başarıyla kat etti. Kaptan Ferhat Tosun için bu görev sıradan bir iş olsa da Türkiye’yi Laser sınıfında temsil eden Alp Helvacı için oldukça farklı bir deneyimdi.
“Ortalama 9.5-10 knot hızla ilerlemeyi hedefledik, bu Mishi 88 için oldukça rahat bir tempoydu” diyen Tosun, yolculuk sırasında bazen sadece yelken, bazen sadece motor, bazen de her ikisini birden kullandıklarını belirtti. “Maksimum 13.5 knot yelken hızına ulaştığımız o anlar gerçekten heyecan vericiydi!” diye ekledi.
Rota ve Unutulmaz Anlar
Yolculuk, Asya’nın en büyük metropollerinden birinin kalbinden başlayarak Korint Kanalı, Messina, Capri ve Elba üzerinden Akdeniz yatçılığının merkezi olan Monako’ya ulaştı. Yolculuğun yarısından fazlası, rüzgârın uygun olduğu anlarda yalnızca yelkenle gerçekleşti. Korint Kanalı geçişi ve Zakynthos-Messina rotasındaki gece seyri gibi unutulmaz anlar, mürettebatın hafızasında yer etti.
Konforlu Seyir Deneyimi
Mishi 88, yalnızca yüksek performans değil, aynı zamanda üst düzey konfor sunan bir “cep süperyatı” olarak tasarlandı. Mürettebat, çoğunlukla karbon fiber güverte evinin koruduğu geniş kokpitte vakit geçirdi. Bu alan, 360 derece manzara sunarken hem güneşten hem de yağmurdan etkilenmemelerini sağladı.
Hava koşullarının zorlu olduğu anlarda ise yatın salonu mürettebatın doğal buluşma noktası oldu. Geniş koltuklar, seyir halindeyken bile rahat bir ortam sundu. Salon, demirde veya limanda vakit geçirirken film izlemek, yemek hazırlamak ya da sosyal bir ortam oluşturmak için mükemmel bir alan sağladı.
Üç geniş kamaradan oluşan konaklama alanı, mürettebat için büyük rahatlık sundu. Ana kamara en geniş ve donanımlı alan olsa da kıç tarafta yer alan ikiz yataklı kamaralar seyir sırasında mükemmel birer dinlenme noktasıydı. Tüm kamaralar, geniş ve ayrı duş alanlarına sahip en-suite banyolarla donatılmıştı.
Kaptan Tosun, “Bu yolculuk, Mishi’nin tasarım özelliklerini, konfor, performans ve kullanım kolaylığı açısından mükemmel bir şekilde sergiledi. Zorlu hava koşullarında bile yatın stabilitesi ve manevra kabiliyeti güvenli seyir sağladı. İç mekanların ferahlığı ve işlevselliği, uzun yolculuklarda dinlenme ve sosyalleşme fırsatları sundu” diye belirtti.
Akdeniz’de Keşif ve Dönüş Yolculuğu
Monako’ya olan gidiş yolculuğu zaman odaklıyken, dönüş yolculuğu daha keşif odaklı geçti. Mürettebat, Akdeniz kıyılarında balık avladı, yunusların eşlik ettiği anlara tanık oldu ve İtalya, Yunanistan ve Türkiye’nin sahillerinde unutulmaz yemekler tattı. Porto Venere’de fırtınaya yakalanan mürettebat, Ligurya mutfağının meşhur pestosunu deneme fırsatı buldu. Zakynthos’ta ise mezelerin ve izole plajların tadını çıkardılar.
Ancak, Marmara Denizi girişinde 36 knot’a ulaşan rüzgarlar ve 4-5 metreye yükselen dalgalar, yolculuğun zorlu anlarından birini oluşturdu. Kaptan Tosun, “Bu koşullarda bile Mishi, benzersiz bir denge sağladı. Güvenli bir şekilde Marmara Adası’nda demir atabildik” dedi.
Monaco Yacht Show’da Mishi 88
Zorlu bir yolculuğun ardından, Monaco Yacht Show’da sergilenen Mishi 88 büyük ilgi gördü. Yonca Şirketler Grubu, üstün kompozit deneyimini yansıtan bu yeni yatı tanıtmak için büyük bir fırsat yakaladı.
Mishi Yachts’ın kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Yılmaztürk, “Motoryat konforunu bir yelkenliye taşıdık. Bu yolculuk, uzun mesafeleri rahat ve verimli bir şekilde kat edebileceğimizi kanıtladı. Monako’da gördüğümüz ilgi, aile dostu ve konforlu karbon yat konseptimizin hem yelken hem de motoryat geçmişine sahip potansiyel sahiplerle buluştuğunu gösteriyor” diye belirtti.